top of page
Ara

"Whatss'ap Konuşmaları Haklı Fesih Sebebi Midir?" Konulu AYM'ye Bireysel Başvuru Kararı İncelemesi

Yazarın fotoğrafı: Unal&PartnersUnal&Partners

Güncelleme tarihi: 11 Nis 2022



22/11/2018 tarihli, 2018/34548 numaralı Anayasa Mahkemesi’ne başvuru, 28/12/2021 tarihinde karara bağlanmış ve 11 Şubat 2022’de resmi gazetede yayınlanmıştır. Başvuru, özel bir şirkette çalışan başvurucunun WhatsApp adlı mesajlaşma programını kullanarak yaptığı yazışmaların işveren tarafından incelenmesi ve bu yazışmalar gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiası ile gerçekleştirilmiştir.

Başvurucu, özel bir şirket calışanı olup 1.5.2015 tarihinde işe başladığı Sağlık Bakanlığına bağlı bir devlet hastanesinde iş sözleşmesinin feshedildiği 22.11.2017 tarihine dek bilgi işlem sorumlusu olarak görev yapmıştır. Başvurucunun işveren şirket tarafından 16.11.2017 tarihli yazı ile gerçeğe aykırı beyanla izin almaya çalıştığı, mesajlaşma programı(WhatsApp) ile çalışma arkadaşları ile firma ve kurum yöneticilerine karşı iftira ve hakaret ettiği, çalışma arkadaşlarıyla birlikte örgütlü bir biçimde bilişim sistemini sekteye uğrattığı hususlarında savunması istenmiştir. Başvurucu 21.11.2017 tarihinde savunmasını vermiş olmasına karşın 22.11.2017 tarihinde iş akdi işveren tarafından bildirimsiz olarak feshedilmiştir.

İşbu fesih üzerine başvurucu 20.12.2017 tarihinde, Ordu İş Mahkemesinde(Mahkeme), iş akdinin haksız olarak feshedildiği, feshe dayanak yapılan mesajlaşma programının(WhatsApp) çok yayfın olarak kullanıldığını, bu yazışmaların KİŞİSEL VERİ olarak korunması gerektiğini, bu konuşmaların elde ediliş şeklinin muğlak olduğunu ve konuşmaların hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunu ifade ederek işe iade talebiyle dava açmıştır. Davalı şirket vekili haklı sebeple fesih hakkı kullandığından dolayı bildirimsiz ve tazminatsız feshin geçerli olduğunu, davacı yanın fesih bildiriminin yapılmasının önüne geçmek adına sürekli olarak rapor aldığını, WhatsApp konuşmalarına kendisine temin edilen bilgisayar üzerinden başvurucunun bilgisayarı açık unutması üzerine sorumlu amir tarafından ulaşıldığını ve bu yazışmalarda ağır şekilde sövmeler, iftiralar ve tehditler bulunmasının yanı sıra başvurucunun sürekli rapor almasının haklı fesih sebebi oluşturduğu belirtilmiştir. Bunun üzerine Mahkeme 31.5.2018 tarihinde davanın kabulüne, feshin geçersizliğine ve başvurucunun işe iadesine karar vermesine karşın davalı yan tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 27.9.2018 tarihinde istinaf talebini kabul etmiş ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir. Kararın gerekçesinde işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkını kullandığını bu nedenle yazılı fesih şartı aranmadığı, başvurucunun eylemleri nedeniyle yapılan feshin geçerli olduğu, feshe dayanak yapılan mesajlarda davalı şirket ve kurum yöneticilerine karşı küçük düşürücü, hakaret içeren yazışmaların bulunduğu ifade edilmiştir.

Nihai karar 14.11.2018 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu bunun üzerine, kendisi hakkında verilen kararda tanıklar dinlenmeden, deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, kişisel veri niteliğindeki mesajların delil olarak kullanılması nedeniyle de özel hayatın gizliliği ve haberleşme hürriyeti haklarının ihlal edildiğini beyan ederek 22.11.2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

Anayasa mahkemesi, Anayasa’nın 20. Maddesinde koruma altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamında devletin kişilerin özel ve aile hayatına keyfi müdahale etmemek ve üçüncü kişilerin haksız saldırılarını önlemekle yükümlü olduğunu ve ayrıca Anayasa’nın 22. Maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyeti, haberleşmenin yanında içeriği ve biçimi ne olursa olsun haberleşmenin içeriğinin gizliliğini de güvence altına aldığını belirterek değerlendirmesine başlamıştır. Ardından, esas yönünden değerlendirmesinde, işverenin işçinin iletişimini denetlemesi yetkisini özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyeti bağlamında devletin pozitif(müdahalede bulunarak hakkı korumak) yükümlülükleri kapsamında irdelenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Devamında, başvuruya konu uyuşmazlığın ilgili olduğu iş hukukunun dinamik bir niteliğinin olduğu, ayrıca iş ilişkilerinin genel kurallardan farklı, kendine özgü bazı hukuki kurallar içerdiğini bu bağlamda işlerin etkin bir şekilde yürütülmesi ile bilgi akışının kontrolünü sağlamak, işçinin eylemlerine bağlı cezai ve hukuki sorumluluğa karşı korumak, verimliliği ölçmek veya güvenlik endişeleri gibi haklı ve meşru görülebilecek nedenlerle işverenin yönetim yetkisi kapsamında kural olarak işçinin kullanımına sunduğu iletişim araçlarını denetleyebileceği ve kullanıma ilişkin sınırlamalar öngörebileceğini ve ancak bu denetim ve sınırlamaların sayılan sebeplerle sınırlı olmak zorunda olduğunu, çalışanların temel haklarının özünü zedeleyecek nitelikte olmaması gerektiğini belirtmiştir. Aksi takdirde işçinin demokratik bir toplumda temel hak ve özgürlüklerine işyerinde de saygı gösterilmesi yönündeki haklı beklentisiyle uyuşmayacağının altı çizilmiştir. Somut olay kapsamında da işyerinde kullanıma tahsil edilen bilgisayar üzerinde yapılan iletişimin denetlenebileceğine ve iletişim araçlarının kullanım koşullarına ilişkin olarak önceden tam ve açık bir bilgilendirme yapılmadığı hallerde temel hak ve özgürlüklerinin işyerinde de korunacağı yönündeki haklı beklentiyle çalışan kişinin işyeri bilgisayarı üzerinden kişisel yazışmalar yapabileceğinin işveren tarafından da öngörülebilecek bir durum olduğu ve somut olayda da olduğu gibi açık bir bilgilendirme yapılmadığı sürece işçinin temel hak ve özgürlüklerin sağladığı güvencelerden yararlanarak ilgili iletişim aracını kullanarak kişisel mesajlaşmalarını yapabileceğinin kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu sebeple başvurucunun kendisine ait WhatsApp yazışmalarının başvurucu tarafından alenileştirilmediği, müsaadesi alınmadığı ve önceden bildirimde bulunulmadığından özel hayatının ve haberleşme gizliliğinin korunması konusundaki makul beklentisine aykırı olduğunun açık olduğuna kanaat getirilmiştir. Nitekim AYM’nin benzer bir başvuruda kurumsal e-posta hesabının içeriğinde bulunan mesajlaşmaların rıza olmadan elde edilmesini dahi ihlal olarak değerlendirdiği görülüyorken kişisel mesajlaşma uygulaması olan WhatsApp mesajı içeriklerine ulaşması da pek tabii ihlal oluşturur yönünde değerlendirilecektir. Tüm bu sebeplerle özel hukuk iş ilişkilerinden doğan uyuşmazlığı karara bağlayan derece mahkemeleri tarafından anayasal hakların korunması adına yerine getirilmesi gereken pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediğine ve Anayasa’nın 20. Maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ile Anayasa’nın 22. Maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir.

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal edildiğine karar verdiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığında söz edilebilmesi için temel kural mümkün olduğunda eski hale getirmenin sağlanması olduğundan ilgili ihlallerin sonuçlarının ortadan kaldırılması için YENİDEN YARGILAMA YAPILMASINDA HUKUKİ YARAR BULUNDUĞUNU belirterek başvurucunun ihlale ilişkin iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA , özel hayata saygı ve haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE OYBİRLİĞİYLE KARAR VERMİŞTİR.

Bu AYM KARARI işverenin, işçinin rızası olmadan kişisel veri kapsamında değerlendirilen mesajlaşmalar, e-postalar ve benzeri gerçekleştirilen her türlü iletişim verisine erişemeyeceğinin, bu doğrultuda iş akdi hususunda herhangi bir aksiyon alamayacağının, kendi temin ettiği telefon, bilgisayar gibi iletişim araçlarını dahi önceden bildirmeden veya açık rıza almadan denetleyemeyeceğinin Anayasa Mahkemesi içtihatı uyarınca da SABİT OLDUĞUNU gösterir niteliktedir. Hiçbir işveren, içeriği her ne olursa olsun, işçinin kişisel iletişim verilerini baz alarak herhangi bir şekilde haklı feshe delil olarak gösterimeyecektir.



Ünal § Partners Ekibi

 
 
 

Comentarios


bottom of page